6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. Maddesinin 5.fıkrasında yer alan ve “ödeme emrine karşı açılan davaların reddi halinde %10 haksız çıkma zammı tahsil edilmesini” öngören düzenlemenin, 02.08.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 21.04.2022 tarihli 2021/119E., 2022/48K. Sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptaline karar verilmiş olup ilgili karar şu şekildedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları için bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesi 1. Fıkrasında ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, 5. fıkrasında ise; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamla tahsil edileceği hükmü yer almaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesinin 5. Fıkrasında yer alan bu düzenlemenin “ödeme emrinde yer alan kamu alacağının kendisi ile buna bağlı faiz ve cezaya ek, ödeme emrine karşı açılan davanın reddi halinde %10’luk haksız çıkma zammının istenilmesinin kamu borçlusuna ağır bir külfet haline dönüştüğü ve bu durumun hak arama özgürlüğüne uygun olmayan bir müdahale taşıdığı, vergilere karşı dava açılmasının tahsilat işlemlerini durdurduğu ve mahkeme tarafından davanın reddedilmesi hâlinde ödeme emrinin düzenlendiği, buna karşılık dava açılmakla tahsil işlemleri durmayan vergi dışında kalan kamu alacakları yönünden ihbarnameye karşı açılan davanın sonucu beklenmeden ödeme emrinin düzenlendiği, bu itibarla ihbarnamenin iptali talebine ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmaksızın ödeme emrine karşı dava açmak durumunda kalındığı, bunun vergiden kaynaklanan alacaklar ile diğer kamu alacakları arasında eşitsizliğe neden olduğu..” ifade edilerek Yerel mahkemeler tarafından Anayasaya Aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istenmiştir.
Söz konusu başvuruya ilişkin 14.05.2011 tarih ve 27934 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanmış karar ile “… ödeme emrine karşı açılan davada tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki kamu alacağının %10 zamla tahsil edilmesi öngörülmüş olup böylece kuralla gereksiz yere dava açılmasını zorlaştırmak suretiyle kamu alacağının tahsilinin sürüncemede bırakılmasının önlenmesi şeklindeki kamu yararının amaçlandığı anlaşılmıştır. Ancak kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığının söylenebilmesi için kuralla getirilen sınırlamanın Anayasal bağlamda meşru bir amaca dayanması yeterli olmayıp müdahalenin anılan meşru amaç bakımından elverişli, gerekli ve orantılı olması gerekmektedir. Yürütmenin durdurulmasına karar verilmediği sürece ödeme emrine karşı dava açılması tahsil işlemlerini durdurmadığından ve idare kamu alacağının tahsili işlemlerine devam ettiğinden bu dava alacağın tahsili açısından geciktirici veya zorlaştırıcı bir etki doğurmaz. Bu itibarla ödeme emrine karşı dava açılmasını caydırıcı nitelikteki kuralın tahsilatı hızlandırma etkisi dolaylı ve sınırlıdır. Böylece kuralın gereksiz yere dava açılmasının zorlaştırılması suretiyle kamu alacağının tahsilinin sürüncemede bırakılmaması şeklindeki amacın gerçekleştirilmesi için elverişli olmadığı sonucuna varılmıştır. Bunun yanı sıra tarh işlemine karşı açılan dava henüz kesinleşmeden bu tarhiyattan kaynaklanan kamu alacağı için ödeme emri düzenlenebilir. Kamu alacağının dayanağı tarh işlemine ilişkin yargısal süreç devam etmekte iken ödeme emrine karşı dava açılmasının, ödeme emri içeriği kamu alacağının %10’u oranında zamlı olarak tahsili yoluyla önlenmeye çalışılmasının son çare ve dolayısıyla hakka en az müdahale teşkil eden araç olduğunun söylenmesi güçtür. Bu yönüyle kural, gereklilik ölçütünü de karşılamamaktadır. Bu kapsamda kamusal yarar ile kamu borçlularına yüklenen külfet arasında orantısızlık bulunmakta olup bu kuralın mülkiyet hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna ulaşılmıştır.” Hükmü ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. Maddesinin 5.fıkrasında yer alan ve “ödeme emrine karşı açılan davaların reddi halinde %10 haksız çıkma zammı tahsil edilmesini” öngören düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.
Cevap bırakın